bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      böyle bir şey yok, çünkü yakıldı. hz. ömer tarafından yakıldığı bazı tarihçiler tarafından ifade edilir. şöyle bir söz ile yakılması uygun bulunmuştur denir: "eğer buradaki kitaplarda yazanlar kuran'da yazıyorsa bunlar kuran'ın kopyasıdır ve gereksizdir. eğer kuran'da yazmıyorsa gerçek değillerdir ve gereksizdir." o kütüphanedeki bilgiler eğer döneminde kullanabilseydi belki şu anki teknolojiye yıllar yıllar önce ulaşabilecektik denilir. hayal ettiğimizden daha büyük bir kütüphane. her şey oradaydı her şey...
      0hayatından 10 sn çaldın 11 12 geri ver 13 - innahotdogan 06.12.2016 19:33:05 |#3000599
      0al |.|lı - rakiedebiyati 06.12.2016 19:34:43 |#3000667
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu kütüphanenin yakılması konusunda genel kanı, çıkan çeşitli fanatik görüşler nedeniyle, antik pagan tapınakları ve yapıların imhası sırasında hıristiyanlar tarafından yakıldığı yönündedir. (vikipedi) müslümanlar tarafından yakıldığı iddiası ise batılı bilim adamları tarafından yalanlanmıştır. yerine 2002 yılında yeni bir kütüphane açılmıştır.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öklid ve hypatia gibi iki muhteşem beyne ev sahipliği yapan, insanlığın en büyük miraslarındandı. bağnaz din adamları tarafından yakıldığı iddia edilmekte. iskenderiye şehrinde bulunmaktaydı. (bkz: büyük iskender) *** entry'nin devamını direkt wikipedia bilgisi olarak girmem gerektiğini düşünüyorum; iskenderiye kütüphanesi, mö. 3. yüzyılın başlarında mısır'ın iskenderiye kentinde ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik kütüphane. iskenderiye müzesi olarak bilinen araştırma enstitüsünün bir bölümü olarak inşa edildi. insanlık tarihinde meydana getirilmiş önemli eserlerden biridir. eski kaynaklar, burada 150 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder. iskenderiye şehri mö. 332 yılında, makedonyalı büyük iskender tarafından kuruldu. onun ölümüyle imparatorluğun dağılışı sonunda kumandanlarından lagus’un oğlu ptolemaios i poter'in eline geçti. o da mısır’da krallığını ilan etti. mısır’da 300 yıl devam eden bu hanedanın ilk hükümdarı olup, 323 yılında 24 yaşında iken 24 yıl hüküm sürmüştür. savaşı sevmeyen ptolemaios, hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletmek hevesine kapılmadı. bilim ve edebiyata düşkünlüğüyle, mısırlılar'ın gelenek ve göreneklerini, dinlerini benimseyerek halkın sevgisini kazandı. eski kanunları, dini törenleri muhafaza etmekle kalmayıp, eski mısır hükümdarlarının lakabı olan firavun unvanını aldı ve onları taklit ederek öz kız kardeşiyle evlendi. bu yeni devletin merkezi iskenderiye şehriydi. yeni firavun burayı baştan başa onarıp, genişleterek o devrin en meşhur başkenti haline getirdi. burada meydana getirdiği en önemli eser ise müze ve buna bağlı olan kütüphane idi. kurulması için saray civarında ve güzel bir yer seçildi. müzede o devirde bilinen bütün ülkelerdeki hayvan ve bitkilerin bir örneği vardı. ayrıca botanik bahçesi ve bir rasathane bulunuyordu. otopsi yoluyla insan vücudunun incelenmesi için bir anatomi salonu açılmıştı. Bu bilim sitesinde fizik, kimya, tıp, astronomi, matematik, felsefe, edebiyat, ve fizyoloji bilgileri için evler yapılmıştı. iskenderiye kütüphanesi 900.000 el yazmasıyla antikçağın en büyük dermesine sahip bir kütüphanesiydi. kütüphanede büyük bir çalışan kadrosu da görev yapıyordu. eserlerin papirüslere yazılarak rulo şeklinde saklandığı belirtilmektedir. kral tarafından desteklenen bu kütüphane yayınevi işlevini de görüyordu. bu kütüphane büyük bilim insanlarına da ev sahipliği yapmıştır. matematik bilgini öklid, mekanik bilimci arkhimedes, tıp bilimci herofilos, gök bilimci eratosthenes, batlamyus gibi isimler bu kütüphanede çalışmışlardır. müzenin en önemli bölümü kütüphanesiydi. kütüphanenin müdürü, bulabileceği her yazılı eseri alma yetkisine sahipti. mısır’a giren her kitabın buraya götürülmesi mecburiyeti vardı. kitabın burada bir nüshası çıkarılıp sahibine verilir, kitabın aslı ise kütüphanede kalırdı. bir taraftan da yurt dışına gönderilen memurlar, başka ülkelerde buldukları kitapları satın alıp, getirirlerdi. böylece, o zamana kadar birçok bilime ait dağınık halde ve kaybolmaya mahkûm durumda olan eserler emin bir yerde toplanmış oldu. kütüphanenin yakılışı; genel kanı bu kütüphanenin, çıkan çeşitli fanatik görüşler nedeniyle, antik pagan tapınakları ve yapıların imhası sırasında hristiyanlar tarafından yakıldığı yönündedir. bu görüşe göre 391 yılında bizans'ın mısır valisi theophilos, iskenderiye’de mısır’ın eski din mensuplarına ait osiris tapınağında olan bir arsayı, kilise inşa edilmesi için hristiyanlara verdi. burada yapılacak kilisenin temel kazıları sırasında üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıktı. hristiyanlar bunu bir alay konusu yaptılar. bu olay şehirde oldukça kalabalık halde bulunan pagan inancına mensup olanları kızdırdı ve sonunda iskenderiye’de dini bir ayaklanma çıktı. iki taraf çarpıştı, insanlar kitle halinde kılıçtan geçirildi. iskenderiye kütüphanesi’nin olduğu bölge yerle bir edildi. imparator i. theodosius, valiye başka büyük şehirlere göre eski dinin iskenderiye’de hala neden bu kadar canlı olarak devam ettiğini sorunca, buna sebep olarak İskenderiye Kütüphanesi’nin eski putperestlik kültürünü devam ettiren kitaplarını ileri sürdü. imparator, bunun üzerine hepsinin yok edilmesini emretti. iskenderiye kütüphanesi’ndeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yaktırıldı ve böylece insanlık tarihinin bu bilim ve kültür hazinesi yok oldu. daha önceleri bu kütüphanenin şehrin müslümanlar tarafından alınmasından kısa bir süre sonra ikinci islam halifesi ömer’in emriyle mısır fatihi amr ibnül-as tarafından yakılarak yok edildiği ileri sürülmüştür. bernard lewis konu hakkındaki makalesinde, kütüphanenin müslümanlar tarafından yok edildiği hikâyesinin doğruluğunu alfred j. butler, victor chauvin, paul casanova ve eugenio griffin gibi batılı ilim adamlarının reddettiğini yazmaktadır. kütüphanenin sezar tarafından, iskenderiye'yi kuşattığı sırada yok edildiği görüşü de çeşitli tarihi eserlerde yer almaktadır. kütüphanenin varlığını 4. yüzyıla kadar sürdürdüğü bilinmektedir. sezar'ın kuşatmasında sadece bir bölümünün zarar görmüş veya yıkılmış olduğu da düşünülmektedir.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu kütüphanenin yakıldığını okuduğumda benim de içim yanmıştı. insanlık tarihinin en büyük ayıplarından birisi. icinde yanan kitapları düşünüyorum da (daha doğrusu papirüsleri, papirüsler daha çokmuş yanlış hatırlamıyorsam) daha cok kahroluyorum.
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yakılarak yok edildiği söylentiden ibarettir. işin aslı, iskenderun kütüphanesi bakımsızlıktan yok oldu gitti. özellikle de müslümanlar 'ın yıktığı, hz. ömer'in kuran dışındaki hiçbir kitabın değeri yoktur gibi bi söylemle yaktırdığı vs tamamen bir hristiyan yazarın uydurması olup, şu anki tarihçiler tarafından dahi kabul edilmemektedir. bu kütüphane i. ptolemy'nin döneminde kurulmaya başlamış ve ii. ptolemy'nin döneminde inşaası bitmiş, dünyadaki en büyük kütüphane olma amacıyla kurulmuştur. gelen gemilerden alınan kitaplar, civar ülkelerden alınan nüshaların kopyaları özenle çıkarılıp kaydedilmiş, bu konuya çok ciddi bir önem verilmiştir. kütüphaneciler çoğunlukla bilginlerden oluşan adamlardı (çoğunlukla değil öyle) ve onların konaklaması, yeme içmesi bedavaydı çünkü bu adamların sadece eğitim konusunda çalışması ve öğretmesi asıl amaçtı. yani eğitime ve eğitmene böyle bir değer yok şu an dünyada. neyse gelelim bu kütüphanenin yavaş yavaş yok olmasına. kral viii. ptolemy kardeşi ile yaşadığı iktidar kavgasında onun tarafını tutmayan tüm bilgileri ülkeden sürer ve bu adamlar giderlerken yanlarında birçok papirüs de götürürler. aynı zamanda kütüphaneci bilginler arasından değil siyasi figürler arasından seçilmeye başlanır ve siyasetin girdiği her alan gibi kütüphanecilik de hapı yutmaya başlar. kütüphaneye bakılmaz, ilgilenilmez, nüshalar alınır, eserlerin akıbiyeti çok bilinmemekle birlikte bir kısmı götürülür, romalılar bir süre kütüphaneyi himayelerinde alsalar da sonradan kimse ilgilenmez. elbette yangın çıkar, deprem olur, hristiyanlığın yükselişi döneminde bir zarar olur, müslümanlar da biraz kurcalar ama (birazdan fazla olabilir) sonuç olarak kütüphane 1300lerde unutularak tarihin tozlu sayfalarında yer edinir. papirüslerin hepsi bir yangınla kül olup gitmez ama. bu arada bu kütüphanenin en büyük rakibi bergama kütüphanesi olmuştur. hatta öyle ki bergama kütüphanesi'nin büyümesini istemeyen v. ptolemy, bergama'ya papirüs vermez, bergama'da parşömen kullanmaya başlayarak yazılı metinlerde yeni bir dönem açar.
      1Hocam bilgiler için teşekkürler. naçizane bir ricam olacaktı. isimleri bence orijinal hâli ile söylemek ya da Türkçeleri ile söylemek daha doğru gibi geliyor bana. Ptolemy İngilizcesi çünkü. Ptolemaios (orijinali) ya da Batlamyus (bizdeki hâli) daha iyi olur gibi. tabii bence bu, sen istersen Korecesini de söyleyebilirsin sjfhshs - kil donmesi olan kirpi 02.08.2023 23:46:52 |#4582633
      1ya şey okuduğum makaleler hep yabancıydı ajjsksks haliyle ben de öyle direkt yazdım 😅 - ikinci nefertiti 02.08.2023 23:52:41 |#4582636
      1hee, bilirim hocam bilirim, aramızdan bazıları da o etkiden çıkamayıp Rum meyhaneciler gibi ödevde Paşa'yı Pasha diye yazmış olabilir ahsjfhjsfhsj - kil donmesi olan kirpi 02.08.2023 23:58:18 |#4582642
      butun yorumlari goster (6)